Kocam Dostu İle Sikti Beni

Merhaba sex tutkunları. Bizim öykümüz iki senelik konutluluktan sonra kocamın porno koleksiyonunu keşfetmemle başladı. Her yeni konutlu çift gibi banal bir seks yaşantımız vardı. İkimiz de genciz, hormonlarımız tavan yapmış, durmadan sevişiyoruz. Ben o ilk gece, gerdek gecesi kasvetini atlattıktan sonra hiçbir çekincem, fobim kalmamış gidişatta, kocamın azıcık fazla isteklerine yetişmeye çalışıyordum. Kocamın her sevişme arzında, azıcık mırın kırın ettikten sonra okşamalarına, sırnaşmalarına sabredemiyor, arttan gelecek zevkleri bildiğimden fazla itiraz etmeden bacaklarımı aralayıveriyordum.
          İlk aylar günde iki, günde bir derken iki günde bire, üç günde bire düşen sevişmelerimiz yeniden de zevk veriyordu bana, kocam zevkten bayıltıyordu her seferinde beni… İki senenin sonunda artık sevişmek için hafta sonlarını bekler olmuştuk kendiliğinden… Kocama sorduğumda bitkinim, stres, şu, bu diye geçiştiriyordu. Ben de kabullenmiştim bu vaziyetimizi…
          Bir gün büyük paklik yaparken gardrobun üzerine toz almak için çıktım. Kocamın kullandığı kısımda, kullanılmayan kışlık kıyafetlerin arda saklanmış gibi duran bir kutu dikkatimi çekti, indirip baktım. Bir sürü CD vardı paketin içinde… Merakla gelişigüzel birini aldım, dizüstü bilgisayara takıp baktığımda film olduğunu gördüm. İngilizce filmin başında masum konut kadını olan başroldeki kadın kahraman, filmin sonlarında grup sekse dalıyor, anadan üryan koca koca penisli erkeklerle sevişiyordu durmadan… Evvelden haberi olmayan kocası da kazara gidişatı bilince aralarına katılıyordu.
          Evvel kocamın bunları izlediğini bilmenin afallamışlığı, sonra da “yoksa evlendiğim adam bir seks sapığı mı” diye kaygılar içerisinde, afallamışlıkla filmi izlerken giderek tahrik olduğumu, ıslandığımı, önünü alamadığım bir şehvete kapıldığımı fark ettim. Yatağın üzerinde uzanmış ekrandaki sahnelerden gözümü alamıyordum. Elim eteğimin altından önüme gitti istemsizce… Külodumun üzerinden amımı okşarken az sonra parmaklarım içime daldı. Filmdeki kadın iki erkeğin arasında tost yapılırken ben de kendimle oynamaya başladım. Kadın feryat figan boşalırken ben de soluk soluğa orgazm oldum.
          İşim bitince ıslak parmaklarımı çıkarıp eteğime kuruladım. Kolideki değişik CD ’lere baktım, hepsinin de aynı biçimde porno olduğunu gördüm. Hepsi seçmece erkekler, kadınlar birbirlerine veryansın ediyorlar her filmde, kıyasıya sevişiyorlardı.

 

          Tamam, kocamdan bildiğim, bana yapmasını, zevk almasını öğrettiği şeyler elbette var ama, bu filmlerde gördüklerim usumu başımdan aldı. Ağzım sarih kalıyordu her filmi izlediğimde… Sapık kocamın hayli geniş bir alkış yelpazesi vardı. Zencisi, beyazı, genci, orta yaşlısı, her türlü kadın, her türlü erkek rol alıyordu filmlerde… İkili, üçlü, kalabalık gruplar, masturbasyon sahneleri, sado mazo hikayeler, fetişler…
          Ben birini takıp ötekisini çıkarırken akşam olmuş, kocam işten gelmişti. Bana seslendiğinde yatak odasına gelmesini söyledim. Meraklı bakışlarla kapıdan içeriye girdiğinde ben yatağın ortasında anadan üryan, yarı uzanmış gidişatta oturuyordum. Çevremde yatağın üzerine saçılmış CD ’ler, laptopun ekranında oynayan bir porno film… Gördüğü manzara buydu. Tepkimi ölçmek ister gibi suratıma baktı. Ben de ifadesiz bir suratla ona baktım. sex öyküleri
          “Sonunda buldun mu defineyi?” dedi kısaca… Ekranda oynayan filmin sesini kıstım azıcık, inlemeler, çığlıklar eksildi.
          “Buldum. Ama neden tin tin gardroplara sakladığını, sakladığını kavrayamadım. Gerçekten, neden gizledin bunları benden?” Yatağın üzerine oturup bana baktı,
          “Ne öğreneyim, bana kızmandan,beni sapık diye yaftalamandan korktum işte… Kızmadın mı peki?”
          “Evvel kızmıştım evet… Ama birkaç tanesini izleyince fikrim değişti.” Eğilip dudaklarıma bir öpücük kondurdu kocam,
          “Demek fikrin değişti? Güzeline gitti mi peki?”
           Ben de onun öpücüklerine karşılık vermeye başladım. Dudaklarına yumuldum, kucağına uzanıverdim hemen… Üzerime eğilip öpmeye başladı beni… Hala filmden gelen sesler dinlenebiliyordu odanın içinde… Elini bacaklarımın arasına atıp zevkten kabarmış amımı avuçladı. İnledim.
          “Amın ıslanmış, su içinde kalmışsın karıcım…” dedi dudaklarımı yerken…
          “Evet… Saatlerdir senin sapık filmlerini izliyorum… Senin suratından azdım. Senin bu hain porno filmlerin suratından… Çılgın ettin beni… Gelişini iple çektim.” diye cevaplarken elimi kalkmış sikine attım, pantolonun üzerinden sıkıp okşadım. Kocam,
          “Benim hain pornolarıma bayılmış gibisin aşkım…” derken ben elimi çoktan fermuarının içine sokmuş, sertleşmiş sikini dışarıya almıştım dahi… Başımı kucağına eğip başını ağzıma aldım, yalamaya, emmeye başladım.
          “Evet pis sapık… Senin hain pornolarına bayıldım. Hadi onlar gibi yap sen de… Sik beni… O kadınların dediği gibi… Fuck me…” dedim bir yandan yalamaya devam ederken…
          Orada film koptu. Ne zaman soyundu kocam, ne zaman birbirimize daldık, andırmıyorum.  Bilgisayardaki filmde sikişenleri izleye izleye biz de sikiştik. Evire çevire sikti kocam… Filmde ne yapıyorlarsa bana benzerini uyguladı, filmden kopya çekti beni sikerken… Öyle bir gece yaşadık ki, ilk balayı aylarımızda dahi yaşamamıştık böylesini…
          Karım porno filmlerimi bulmasın diye gizlemiştim gerçekten de… Fakat bulup da kızmadığını görünce bayram yaptım. Ona da bayram yaptırdım tabi… Harika, seksi karım, o gece filmlerdeki porno yıldızlarına taş çıkartır bir performans sergiledi bana… Ne emmesi kaldı, ne gömmesi… Önden arkadan ağızdan sikmediğim yerine vazgeçmedim.
         O günden sonra da pornolar sevişmelerimizin ana aksesuarı oldu. Soyunup yatağa giriyor, bir zaman filmi izledikten sonra biz de birbirimize giriyorduk. Filmdeki sevişenlerin görüntüleri, inlemeleri bizi alabildiğine tahrik ediyor, havaya sokuyordu.
          “Neden daha evvel yapmadık bunu kocacım” diyordu her sevişmeden sonra… “Öyle tahrik oluyorum ki bunları izlerken… Sanki biz sevişirken onlar da yanımızda sevişiyorlar. Grup seks yapıyor gibi seziyorum kendimi…”
          “Sen de grup seks yaptığımızı düşün karıcım… Bak şu zencinin yarağına bak… Nasıl da sokuyor kadına… Düşünsene, o yarak sana girse ne yaparsın? Nasıl haykırdırır seni herif…” Ekrana bakıyordu karım,
          “Aman istemem aşkım… Baksana kolum kadar var kara şey… Amıma girse bereket geçer beni bu yarak… Offf… Bu incecik kadın bu koca yarrağı nasıl alıyor amına böyle?” Karımın içinde gidip kazançken bir yandan da konuşuyordum,
          “Merak etme, alırsın sen de… O kadından neyin beceriksiz? Amcığını doldurur bu yarak… Zevkten geberirsin…” Karım bacaklarını belime dolamış sikimin zevkini çıkarırken gözünü ekrandan ayırmıyordu,
          “Ohhh… Gebertir valla… Ama sen yanımda olmalısın. Zorlamaya kalktığında, canımı yaktığında mani olursun, di mi kocacım?”  Hızlandım karımın amında, sikimi saplarcasına sokup çıkarırken,
          “Bak sen şu nezaketsize… Elin zencisiyle sikişmek istiyorsun ha? Hem de benim yanımda?”  Kikir kikir güldü karım,
          “Ama ne hoş olurdu aşkım… Senin yanında yabancı erkeğin sikini yemek… Ohhh… Sikin gelişti içimde, seziyorum. Sen de zevk alıyorsun değil mi? Karını sikseler yanı başında… Hatta sen de bu zenciyle birlikte siksen beni… Oohhhh…”
          “İnanmıyorum sana ya… Ağzına alıp yalamazdın ilk evlendiğimizde… Şu haline bak… Azgın orospunun teki oldun başıma… Beni de pezevenk yaptın çıktın.”
          “Evet… Evet aşkım… Azgın orospu oldum senin suratından… Sikişmeyi sen öğrettin bana… Orospuluğu da senin pornoların öğretti… Ohhh… Sik beni… O erkeklerle birlikte sik kocacım… Pezevenk kocam… Dümbük kocam… Aranıza yatırın, birlikte sikin beni… Her yerime sokun… Ohhh… Onlar siksin, sen izle beni… Aşkımmm… Erkeğimmm… Hızlan… Hızlan… Aaahh… Geliyorummm….”
          Bazen öyle azıyorduk ki, kapıdan içeri girer girmez sevişmeye başlıyorduk. Film izlemeye dahi zaman bulamadan seks yapıyorduk. İşte o anlarda birbirimizi azdırmak için olmadık şeyler söylüyor, olmadık fantezilerin hayalini kuruyorduk. Hep başkaları, çevremizdeki başka erkekler, kadınlar vardı bu fantezilerde…
          “Konut sahibi sikiyor seni karıcım…” diyordum karımı sikerken… “Hasan bey koca sikini sokuyor sana… Kirayı almayacakmış hoş sikişirsen…”
          “Ohhh… Siksin kocacım… Konut sahibi siksin beni… Merak etme… Çok hoş muamele yaparım ben ona… Üste para dahi verir bana… Hadi geçir sikini Hasanım… Oh, çok büyükmüş senin sikin… Kocamın sikinden daha büyükmüş. Ah ne hoş sikiyormuşsun sen… Harika… Ohhh… Sen beni sikerken, kocam da sizin konutta, senin karını sikiyor… Ne güzell… Ooohhh…”
          Bir başkasında işyerinde birlikte çalıştığımız, konutumuza gidip gelen Metin ağabeyi alıyorduk yatağa… Bizden yaşlıydı ama kendine bakıyordu. Yakışıklıydı. Spor salonlarına gidiyordu hep, üçgen bedenli, sırım gibi bir şeydi… Karım altıma uyurken onun adıyla hitap ediyordu bana,
          “Hadi Metin ağabey… Sik dostunun karısını… Amına koy… Kocam senin kadar hoş sikemiyor beni… Hadi o gelmeden sik beni Metin ağabey… Ooohhh…”
          “Ulan orospu… Ulan kahpe… Demek Metin ağabey ha? Al ulan sana Metin ağabeyin yarağı…”
          “Evet o kocacım… Yakışıklı dostun senin… Sporcu dostun… Yakışıklı Metin ağabeyin… O siksin beni… Söyle ona… Sikini geçirsin bana… Çok hoşmuş siki… Harikaymış… Ohhhh…”
          Kökleye kökleye, haykırdıra haykırdıra, vurdurarak sokuyordum amına sikimi… Bir yandan da kinle haykırıyordum.
           “Ohh… Al bakalım yarak nasıl olurmuş gör… Sikilmek ne demekmiş anla… Kocan böyle sikemez seni yavrum benim… Bebeğimm…” diye diye sikiyordum karımı… Deliler gibi boşalıyorduk.
          Kocamla apayrı bir seks yaşantımız olmuştu o pornolar sayesinde… Doymaz, usanmaz olmuştuk seks yapmaktan… Orgazmdan orgazma çekilmeye bayılıyordum. Müptelası olmuştum.
          Bir Pazar günü AVM alışverişinden dönmüştük. Her zaman olduğu gibi mini etekle dekoltelerle mağazaları gezmiştim tam gün… Erkeklerin bana sikecek gibi bakmalarına çılgın oluyordu kocam… Utanmazlar, ben ne kadar mini eteğimi çekiştirsem, kapamaya çalışsam da, gözlerini degajemden, mini eteğimin sarihte vazgeçtiği ince çoraplı bacaklarımdan ayırmıyorlardı kocam yanımda olduğu halde…
           Kocam da özellikle azıcık aramızda mesafe vazgeçiyordu. Ben yalnız başıma gezinirken, mağazalardaki rafların arasında erkeklerin besin gibi bana bakışlarını birebir izliyordu uzaktan…
          Öyle ki, konuta geldiğimizde ikimiz de dolmuş gidişattaydık. Elimizdeki poşetleri olduğu gibi yere vazgeçip birbirimize sarıldık. Delice öpüşüyorduk. Kocamın elleri mini eteğimin altına dalmış, külodumu, amcığımı mıncıklayıp duruyor, dudaklarımı öpüp ısırırken,
          “Azgın karı… Elin adamlarına göstermediğin yerin kalmadı. Teşhirci fahişe… Hem onların sikini kaldırdın, hem benim… Şu amcığına bak, nasıl sulanmış… Şimdi bir hoş yatırıp sikeyim seni de gör gününü orospu…” diye inleyip duruyordu.
          “Ohhh… Sik… Hadi sik beni aşkım… Nasıl da bakıyorlardı karına? Sikecek gibi bakıyorlardı… Oohhh… Yaraklarını kaldırdım di mi kocacım? Beni sikmek için kalktı o yaraklar… Bana geçirmek için… Hadi onların yerine sen geçir bana… Yatır beni… Sik beni…”
          Bütün kendimi yere vazgeçip kocamı üstüme sürüklemek üzereydim ki telefonu çaldı. Açmak istemedi evvel… Kırmızı görmüş boğa gibi bana saldırmakla meşguldü. Fakat çalmaya devam edince küfürler savurarak elini cebine atıp telefonunu çıkardı. Ben aldırmadan önünde diz çökmüş, fermuarını açıp taş gibi sikini dışarıya çıkarmış, yalamaya başlamıştım dahi…
          “Efendim Metin ağabey?” deyince işyerindeki dostunun aradığını kavradım. Ara gizeme uğrar, bir iki sohbet ederdik, bazen yemeğe kalırdı Metin abisi…
           Kocamın eli saçlarımın arasını dolaşırken başımı kasıklarına sürüklüyor, sikini ağzıma sokmaya çalışıyor, bir yandan da telefonda yanıt yetiştiriyordu. Zevkten inlemelerini Metin abisi dinlemesin diye de çabalıyordu perişan… Sikini ağzımdan çıkarıp fısıltıyla,
          “Gelmesin aşkım… Gerekçe uydur şuna… İşimiz var bizim… Sevişmek istiyorum ben…” dedim. Sanki ben bunu söylememişim gibi devam ediyordu konuşma,
          “Tamam ağabey… Müsaitiz ağabey… Ne demek canım? Biz de dışarıdan geldik şimdi… Hemen mi? Gel tabi canım… Bekliyoruz… Biraları almayı unutma kazançken ağabey…”
          Telefonu kapatıp beni ayağa kaldırdı. Sarılarak elini önüme batırdı tekerrür… Külotlu çorabın üzerinden amımı yoğurmaya başladı. Somurtkan çocuklar gibi çemkirdim kocama… Dudaklarımı büzerek asapla azarlaydım,
          “Vazgeç allasen… Ben gelmesin, işimiz var diyorum, sen davet ediyorsun adamı… Bütün azmışım, sevişelim diye çılgın oluyorum, senin yaptığına bak…” Büzdüğüm dudaklarıma yumuldu kocam,
          “Kızma hemen karıcım… Yakınlardaymış. Hemen gelmeyecek olsa bir posta atardım sana ama… Neyse… Geceye vazgeçeriz biz de sikişmeyi…” Kollarından kurtulmaya çalıştım.
          “Düşünde görürsün sen…” dedim. “Bana koca gerekli, o da şimdi gerekli… Ateşimi söndürecektik ne hoş… Gece filan istemiyorum işte… Sen git Metin ağabeyinle seviş…” Memelerimi avuçlarken,
          “Çılgın karı… Azgın şey… Ben niçin sikişeyim Metin ağabeyle… Sen sikiş… Ateşini o söndürsün senin… Hazır senin dargınlığın üstündeyken, amcığın yarak diye yanarken siksin seni… Hep sevişirken hayalini kuruyorduk ya, fırsat bu fırsat işte… Kazanç gelmez sikiş onunla… Benim yanımda… Ben varken…”
          Pantolonun önünden çıkardığım siki şimdi çoraplı bacaklarıma sürtünüyordu. Taş gibi sertliğini sezebiliyordum.
          “Manyak şey… Sapık… Onlar fanteziydi. Asılsızdı ki…” dedim.
          “Neden olmasın… Hadi sikiş onunla… Bütün filmlerdeki gibi… Benim yanımda siksin seni… Ohhh… Sikini geçirsin hoş amcığına senin… Hadi karıcım, olmaz deme hemen…”
          “Vazgeç dedim sana… Ne geniş adamsın sen yaa… Pezevenk koca… Sen hayal kurmaya devam et… Vazgeç beni de bir iki meze filan hazırlayayım. Madem sikmiyorsun beni…”
          Güçle elinden kurtuldum. Gerçi Metin ağabeyin hemen gelecek olması yüzüne vazgeçmişti kocam ama perinam gidişattaydı. Önünden çıkmış, havaya dikilmiş sikini eliyle yakalayıp içeri sokmaya çalışıyordu homurdanarak…  Ben mutfağa giderken kapı çalınıyordu zati… Metin ağabey gelmişti.
          Karım mutfağa giderken ben de derin bir soluk alıp uysallaşmaya çalıştım. Sonra da kapıyı açtım, Metin ağabeyi karşıladım. Ellerindeki poşetlerin bir kısmını aldım. Her zamanki gibi eli kolu dolu gelmişti. Buz gibi biralar, cipsler, çikolatalar, karım için nitelikli bir kırmızı şarap… Birlikte mutfağa yürürken,
          “Ağabey ne zahmet ettin yaa… Hep böyle yapıyorsun. Bir sürü şey almışsın yeniden…” dedim.
          “Ne zahmeti canım? Benim de canım bunaldı, size uğrayayım dedim. Rahatsız ederim diye korkuyordum ama, sen şehirle de gel deyince…”
          Karımı görünce şöyle bir duraladı. Baktım, az evvelki afacanlığımız suratından karım azıcık dağınık görünüyordu. Beyaz ince bluzunun üstten iki düğmesi açılmış, içindeki kırmızı sütyenin dantelleri, kocamanca göğüslerinin çatalı görünüyordu. Açılmış bluzuyla, altındaki mini eteği, siyah çorapları, yüksek topuklu lame terlikleriyle öyle seksi bir hali vardı ki…
         Eh, az evvel tüm ateşimize karşın yarım kalan seks oyunumuzla yataktan yeni çıkmış, yeni sikilmiş gibi görünüyordu hoş karım… Öpüşmekten dudakları şişip kızarmış, saçı başı ufalamış… O da elini uzatıp bira poşetini alırken,
          “Güzel geldin Metin ağabey…” diye seslendi işveli bir tutumla… “Ben de bir iki besin şey hazırlayayım demiştim. Şu biraları dolaba koyayım, kalanlar ısınmasın” diyerek döndü, buzdolabının kapağını açtı.
          Elindeki bira şişelerini buzdolabına yerleştirmeye başladı. Alt raflara şişe koymak için eğildiğinde diri kalçalarını geren mini eteği azıcık daha yukarıya sıyrılmış, daha da mini hale gelmişti. Bacakları neredeyse baldırlarına kadar görünür olmuştu. Kıpırdanıp hareket ettikçe o muhteşem kalçaları sanki yatakta sevişir gibi görünüyordu gözüme…
         Yutkundum. Gözlerimi karımın dolaba domalmış, uzun bacaklarını ortaya koymuş görüntüsünden ayıramıyordum. Sanki öğrenerek yapıyor, az evvel yarım vazgeçtiğim zevki suratından intikam alır gibi davranıyordu orospu karım… Silkinip kendime gelmeye çalıştım. Baktım, Metin ağabey de benden farksız gidişattaydı. O da hareketsiz kalmış, vurulmuş tavşan gibi karıma bakıyordu. Ben öksürünce kendini topladı, bana baktı,
          “Gel Metin ağabey, biz içeriye geçelim. Gül bir şeyler hazırlar getirir.”
          Salona gidip oturduk. Televizyonda spor programı vardı, onu açtık. İzlemeye başladık. Karım mutfakla salon arasında gidip geliyor, bira, çerez, meyve filan getiriyordu. Önümüzdeki sehpayı donattı. Bizim ısrarımızla o da oturup kendine şarap doldurdu. Hep birlikte yemeye, içmeye başladık.
         Sık sık karımla göz göze geliyorduk. Koltukta oturduğu yerde eteklerini toplamaya, frikik vermemeye çalışıyordu her banal kadın gibi… Bacaklarını bitiştiriyor, yan oturuyor, eteğini çekiştiriyordu. Biz iki bira, karım iki bardak şarap içtikten sonra etraf iyice ısındı. Muhabbet koyulaştı. Karımın kahkahalarının dozu arkasıydı. Metin ağabey aralıksız fıkralar anlatıyor, hepimizi güldürüyordu.
         Biralarımız bitince karım mutfaktan bira getirmek için gittiğinde ben de destek edeyim diyerek arttan gittim. Buzdolabına eğilip bira alırken arttan pantolonumun önünü şişirmiş, sertleşmiş sikimi yasladım karımın götüne…
          “Ne yapıyorsun, vazgeç…” dedi karım dolabı kapatırken… Ben boynunu öpücüklere boğarken huylanıp sakınmaya çalıştı karım,
          “Hakikat sen ne yapıyorsun karıcım? Eteğini kapatıp duruyorsun. Madem mini etek giydin, vazgeç kendi haline, eteğin açılıversin. Adamcağız bacak görsün azıcık… Külot görsün. Hoşluk görsün. Kaç yıldır dul perişan adam… Özlemiştir konut civarında çıplak kadın görmeyi, göt bacak dikizlemeyi… Göstersene azıcık adama, sevaptır…”
          “Manyak sapık… Ablavut… Olur mu öyle şey? Vazgeç beni, huylandırıp durma… Azdıracaksın beni de kendin gibi…”
          “Az öyleyse… Adam yanı başımızda işte… Her sikiştiğimizde bunun hayalini kurmadık mı?… Azıcık açılıp saçılıver, azıcık gösteriver, ne olur? Karımın hoşluklarını görsün Metin ağabeyimiz… Tam gün elin adamlarına gösterip durdun, ağabeyime de göster… Yabancı değil ya…” Kulak memelerini yalıyor, dişlerimin arasında ısırıyordum hafif hafif…
          “Sonra da siksin beni öyle mi? Vazgeç beni pezevenk… Hakikat yabancı olmadığı için gösteremem ona… Surat surata bakıcaz onunla… Hep sikmek ister sonra… Vazgeç…”
           Güçle, balık gibi kıvranıp kollarımın cenderesinden sıyırdı, kurtuldu elimden, içeriye gitti. Ben de azıcık bekleyip vakanın coşkusuyla taş gibi olmuş sikimin sertliğinin inmesini  bekledim.
          Şu pezevenk kocam çıldırtacaktı beni… Neler söylüyordu böyle? Tövbe tövbe… Tamam fantezi yapıyorduk ama, şimdiye kadar hep yatakta kalmıştı kurguladıklarımız… Sikişmemiz bittikten sonra anmıyorduk dahi… Bu gece nedense işi iyice ilerletmeye çalışıyordu adam… Azgınlık başına vurmuştu herhalde…
          Yalnız söz aramızda, ben de etkilenmiyor değildim hadiseden… Zati yarım kalan sevişmemiz suratından ateşim başıma vurmuş gidişattaydı. Bir de içtiğim şarap suratından olmalı, başım dönmeye, içim yanmaya başlamıştı. Kasıklarımda karıncalar yürüyordu sanki… Alevden bir lav eriyik halini damarlarımı dolaşıyor, aç vücudumu ateşe atıyordu.
           Salona gittiğimde Metin ağabey kalkıp elimden bira şişelerini aldı. Alırken parmaklarımız birbirine temas etti bir an, ürperdim. Neden böyle olduğunu kavrayamıyordum. İçerde kocam götüme sikini yasladığında böyle bir şey sezmemiştim oysa… Şimdi yabancı bir erkeğin eli elime temas etti diye hazla ürperiyordum, içim eriyordu zevkten…
          Yerimize oturup devam ettik. Ben azıcık huzursuzdum. Fakat şarap bardağını dolduran Metin ağabeyin uzattığı kadehi onunla birlikte fondip yapınca keyfim yerine geldi tekerrür… Kocam da gelip bize katıldı. Muhabbet kaldığı yerden aynı biçimde sürüyordu.
           Artık kendimi kasmayı vazgeçmiştim. Bütün kocamın istediği gibi hafiflemiş, gülüyor, konuşuyor, bacaklarımı gözlerden gizlemeye çalışmıyordum. Eteğim iyice sıyrılmıştı. Ara ara Metin ağabeyin bakışlarını tutuyordum. Kaygısızca sıyrılan eteğimde, bacaklarımda dolaşıyordu o bildik, sikici erkek bakışları…
           İçim bir güzel olmaya başlamıştı. Sıcak basmıştı. Bluzumun düğmeleri zati sarihti, birini daha açtım parmaklarımla oynarken… Sütyenim iyice sarihe çıktı. Metin ağabeyin bakışları mıknatıs gibi oraya döndü konuşmanın ortasında…
           Ben iyice tahrik oldum, mayıştım. Dağıldım. Kocamın gözleri de aynı biçimde açılıp saçılan karısına üzerini geziyordu istekle, şehvetle… Onun “hoşluklarını gösteriver” diyen sesi kulaklarımda çınladıkça ben azıcık daha açıyordum kendimi… İki erkeği hayran hayran kendime baktırmak güzelime gidiyordu. Sadistçe oynuyordum onlarla…
          Sonunda yere oturup kağıt oynayalım dedik. Sehpanın üzeri dolmuş, oynayacak yer kalmamıştı zira… Ben kağıt destesini getirdim. İki erkeğin yanına oturup kartları dağıttım, kağıt oynamaya başladık.
         Gırgır curcuna reyin sürerken ben artık iyice düşüncesiz olmuştum. Bacaklarımı ayırıyor, şarap bardağına uzanırken memelerimi açıyor, iki erkeği çıldırtmak için elimden ne kazançsa yapıyordum. Sanırım külotlu çorabın üzerinden kırmızı külodumu dahi görüyordu adamlar…
         Metin ağabey de, kocam da gözlerini benden ayıramıyorlardı. Çoğu kere bana bakmaktan yanılgı yapıyorlar, ellerindeki kağıtları afallıyorlar, kahkahalar patlıyordu bir anda… Sonunda iyice yoruldum. Ayağa kalktım. İki erkek oturdukları yerden bana bakıyorlardı. Elimi alnıma götürdüm,
          “Beyler, izninizle… Ben azıcık çarpıldım sanırım… Siz devam edin, ben şu koltuğa uzanayım azıcık… Sen yabancı değilsin Metin ağabey…” diyerek üçlü koltuğa gittim, sırt üstü uzandım.
           Gerçekten başım dönüyordu. Bacaklarımı uzatıp gözlerimi kapattım. Altımda mini eteğim olması ehemmiyetli değildi, zati görecekleri kadar görmüşlerdi ne varsa…
          Karım koltuğa uzandığında bacakları iyice açılmıştı. Harika görünüyordu. Soluk alıp verirken inip kalkan göğüsleri, düğmeleri sütyene kadar açılmış bluzuyla, sıyrılan mini eteğiyle, uzun, çoraplı bacaklarıyla vefatına seksi görünüyordu karıcığım…
         Baktım, Metin ağabey benden çekiniyor bir yandan, hemen önündeki seksi manzarayı kaçırmak istemiyor bir yandan…  Oturduğu yerde elini önüne bastırıp kıpırdanıp duruyor, yan yan kaçamak bakışlarla sereserpe uyuyan karımı dikizlemeye çalışıyor… Sanki eziyet gibi… Onu azıcık hafifletmeye karar verdim. Ayağa kalktım,
          “Bu biralar çişimi getirdi yaa… Ben gidip bir gevşeyeyim Metin ağabey, sen devam et…” diyerek tökezleye tökezleye çıktım salondan… Ben yokken olacakları fena merak ediyordum. Banyoya gidip musluğu açtım. Hemen geriye dönüp salon kapısının yanında mevzilendim.
          Metin ağabey sırtı kapıya dönük, gözü karımda, çarpılmış gidişattaydı. Bir ara kapıya dönüp baktı, suyun sesini dinleyince işediğimi düşünüp gevşedi, tekerrür karıma döndü… Eli sikinin üstünde, kalkan sertliğini oğuşturup duruyordu. Usulca ayağa kalktı, karımın uzandığı koltuğun yanına gitti. Fısıltıyla karıma seslendi,
          “Gül… Gül…” diye, eliyle omzundan tuttu. Karımdan ses çıkmadı. Gözleri kapalıydı hala… “Gülüm… Canım… Aşkımm…”
          Metin ağabey elini karımın bacağına götürdü, tüy gibi, hafifçe bacaklarında dolaştırdı elini… Uzandığı yerde ardı dönen karımın kalçaları olduğu gibi Metin ağabeyin gözlerinin önündeydi şimdi… Uzun uzun okşadı karımın bacaklarını… Elini eteğinin üzerinde, kalçalarında, incecik belinde, omuzlarında dolaştırdı. Karım uykusunda memnunlukla, inler gibi sesler çıkarıyordu her yeri okşandıkça… Zevk alıyordu.
          Baktım, banal işeme zamanını geçiriyorum, gidip suyu kapattım. Banyodan geldiğimi haber veren ayak sesleriyle yürüdüm, salona girdim. Metin ağabey benim sesimi dinleyince hemen karımı okşamayı vazgeçmiş, yere oturuvermişti. Suratının kızarıklığı, önünün şişkinliği geçmemişti ama… Sanırım adrenalin tavan yapmıştı Metin ağabeyde…
          Azıcık daha sohbet ettik. Biz konuşurken karım uykusunda döndü, sırtüstü uzandı. Bacağının biri dizden yukarıya kıvrılmış, ötekisini uzatmıştı. Mini eteği kasıklarına kadar sıvanmıştı bu vaziyette… Külotlu çorabın danteli, içindeki kırmızı tangası görünüyordu incecik siyah çoraptan…
         Yutkundum. Öyle hoştu ki karımın görüntüsü… Üstelik bunu yalnızca ben değil, yanımda yabancı bir erkek de benimle birlikte izliyordu. Görmezden geldim. Uzun bir zaman Metin ağabeyin de manzarayı izleyip hazmetmesine, adamın iyice azmasına izin verdim. Sonra kalkıp,
          “Hay Allah, şarap çarptı sanırım Gülümü… Ben şunu kaldırıp yatırayım Metin ağabey…” diyerek karımı kaldırdım. “Hadi aşkım, burada geçime, yatağımıza gidelim…” dedim.
          Mırıldanarak kalkan karımın eteği beline çıkmış, kırmızı tanga külodu dahi görünüyordu ayaktayken… Metin ağabeyin istekli bakışları üzerimizdeyken çekiştirip düzenlemeye çalıştım becerebildiğim kadarıyla, sonra da koluna girip yatak odasına götürdüm. Bluz, etek, külotlu  çorap, tanga ne varsa üzerindekileri çıkardım. Anadan Üryan bedenine saydam küçücük fantezi geceliklerinden birini geçirip yatağa uzattım.
         Doğrulup peri kızı gibi yatakta uyuyan karıma baktım bir an… Bembeyaz, çıplak bedenini örten ufak tül gecelikle öyle hoş, öyle seksi görünüyordu ki… Direnemedim. Eğilip bacaklarını araladım, karıcığımın kaymak gibi, kutu gibi amını yalamaya başladım.
         Ben amının dudaklarını somurdukça, sertleşen klitorisini emdikçe karım sesli sesli inlemeye başladı. Zevk alıyordu karım… Göz kapakları yarım açılıp bana baktı şehvetle… Aldığı zevk sebebiyle uykusu azıcık açılmış gibiydi… Bacaklarının arasına girdim. Sikimi pantolondan çıkarıp iyice ıslanmış, su içinde kalmış amına sürtmeye başladım. Elini uzatıp sikimi okşadı.
          “İstiyor musun?” dedim fısıltıyla… “Yarağımı geçireyim mi amcığına?” Kedi gibi gerindi karım,
          “Evet… İstiyorum… Çok istiyorum hem de… Hadi sok onu bana…” dedi inleyerek…
          “Hadi gel aşkım…. Kalk, içeriye gidelim… Metin ağabeyi de çıldırt bu kılığınla… Üçlü seks yapalım… İkimiz aramıza alıp sikelim seni… Zevk verelim sana…” Sikimi yavaş yavaş sokuyordum amına… Zevkle inledi,
          “Hayır…” dedi. “Sapık şey… Yalnızca sen… Sen sik beni…”
          Hayır demesine karşın amı su içindeydi, zevk suları amından taşmaya, götüne süzülmeye başlamıştı. İyice içine girdim, bir iki gidip geldikten sonra çıkardım sikimi… Zevkle inleyen karımı öylece, bacakları ikiye ayrık, kıvranırken vazgeçtim. Sikimi pantolondan içeri sokup salona döndüm.
         Beni bekleyen Metin ağabeyle içmeye devam ettim.  Arada kalkıp içeriye gidiyor, karımın amını yalayıp geri dönüyordum. Bir sonraki gidişimde yeniden sikimi çıkarıp amına sokuyor, tekerrür çıkarıyor, aynı biçimde karımdan içeriye gelmesini istiyordum.
          “Hayır, hayır, hayır…” diye inliyordu ben üstünde tüm ağırlığımla çıplak vücudunu ezerken…   Bacaklarını belime dolamaya, benim çıkmama izin vermemeye çalıştı ama muvaffak olamadı.
          “Madem benim istediğimi yapmıyorsun, ben de seni sikmicem… Kal öyle sulu amcığınla… Yarak diye kıvran…” Yeniden kalkıp çıktım, içeriye gittim.
          Metin ağabey merakla bana bakıyordu. Önümdeki şişkinlik saklanamaz haldeydi. Sanki ne yaptığımı kavramış gibi gülümseyerek bakıyordu bana…
          “Hayrola? Gül yatmamış sanırım dostum…” dedi önümü işaret ederek…  ”Ah siz gençler… Usunuz fikriniz sekste… Hiç fırsat kaçırmıyorsunuz. Ne mutlu size…”
           Evvel pantolonun önüne baktım, ıslanmıştı. Sonra Metin ağabeyin suratına baktım dalgın bir tutumla… Bir kısa an tereddütçe bocaladım. Sonra,
          “Metin ağabey… Gel bak, sana ne göstericem…” diyerek içeriye çağırdım adamı…
          Yatak odamıza doğru giderken Metin ağabey merakla peşimden geliyordu. Ben kapıda durunca o da durdu. İçeriyi gösterdim başımla… Uzanıp baktı.
          Karım yatakta sereserpe uzanmış, kırmızı gece lambasının ışığında, üzerinde tül mini gecelikle uyuyordu. Bacakları aralıktı. Az evvel sikimi çıkarıp kalktığım biçimde kalmıştı. Memeleri inip kalkıyordu derin soluklarla… Bir eli memesini avuçlamış, şişkin ucunu parmaklarıyla anlamıştı. Değişik elinin parmakları da önünde, amcığının üzerindeydi. Fısıldadım,
          “Nasıl? Hoş değil mi?” dedim adama… Offf… Anadan Üryan karımı yabancı bir erkeğe gösteriyor, fikrini soruyordum. Coşkudan can vermek üzereydim. Metin ağabey yutkundu, görüşebilmek için bir soluk aldı,
          “Çılgın misin? Böyle hoş, böyle seksi kadın görmedim ben… Senin karın bir harika dostum… Çok kaderli köpeksin sen…”
          “Evet Metin ağabey… Çok talihliyim. Böyle hoş, seksi, hep yarak isteyen, istekli bir karım var benim… Sen de görüyorsun işte…” Durdum, coşkuyla karımın hoşluklarını izleyen adama baktım, “Sen de onu istiyorsun değil mi? Sikmek istiyorsun karımı…” Bana dönüp bir şeyler söyleyecekti, mani oldum “Ben yokken karımın bacaklarını, her yerini okşadın salonda, gördüm. Her zaman gözün benim karımın üstünde… Benim için problem değil ağabey, aksine coşku verici, tahrik edici… Hakikatinde karım da içten içe seni istiyor, ama bunu kabul etmiyor bir cinsli…”
          “Deme ya… Ulan dost, hastayım senin karına… Ne otuzbir çektim senin karın için bilemezsin. Ah, bir sikebilsem senin gösterip de vermeyen orospu karını… Dünyalar benim olurdu. Nasıl yapalım peki? Karını nasıl razı edeceksin? Yoksa tecavüzü düşünmeye başladım ben…”
          “Sen burada suskunca, hazır kıta bekle… Hiç sesini çıkarma… Ta ki ben seslenene kadar…” diyerek içeriye girdim.
          Yatağın yanında durup karıma baktım. Bakarken üzerimde ne varsa çıkarıp attım, anadan üryan kaldım. Karımın üzerine eğilip her yerini öpüp yalamaya başladım. Karım yeniden inlemeye başlamıştı gözleri kapalı… Huşu içinde, tüm vücudunda gezen ellerimin verdiği zevkin tadına bakıyordu.
           Ellerimle karımın her yerini gezdim. Sonunda dudaklarımı kasıklarına gömüp amını yalamaya başladım. Ellerini saçlarıma arasını gezdiriyor, beni kendine sürüklüyordu. Ben de ağzımı kocaman açmış, kutu gibi amcığının dudaklarını ağzımın içine doldurmaya, emmeye çalışıyordum. Dilimle sikiyordum karımı… Karım zevkten kalçalarını indirip kaldırıyor, yatağı hırpalıyordu kalçalarıyla… İncecik geceliği yırtıp attım, anadan üryan vazgeçtim karımı…
          Başımı kapıya çevirdiğimde Metin ağabey de soyunmuş, adem baba durumunda sikini eliyle sıvazlayarak bizi izliyordu. Loş kırmızı ışıkta, elinde benimkinden uzun, koca sikiyle bir iblis gibi göründü gözüme… Karımı sikmeye hazırlanan bir iblis… Onun çılgın gibi bakan gözlerinin önünde karımın bacaklarını araladım, sertleşmiş sikimi karımın amına soktum bir saldırıda…
          “Aahhh…” diye inleyerek sarıldı bana karım… Birkaç kere gidip geldim. Karım altımda kendini kaybetmiş gibiydi. Yarağımı yedikçe kıvranıyor, inliyor, haykırıyordu,
          “Ohhh… Çok hoş… Sik beni kocacım… Geçir amıma… Sik… Sik… Doyur beni…”
          İyice zevke gelmiş, geri dönülemez noktalara erişmişti karım… Bir anda çıktım içinden, kalktım. Metin ağabeye elimle gelmesini işaret ettim. Karım amcığı bir anda boş kalınca memnunsuzlukla homurdanmış,  gözlerini açmıştı sebebini bilmek için…
         Evvel bana baktı, sonra anadan üryan yanımda dikilen Metin ağabeye… İkimiz de önümüzdeki dimdik erkeklik uzuvlarımızla ona bakıyoruz, coşku içinde… Ellerini kasıklarına götürüp ıslak amını, bacaklarının içlerini okşarken hırsla homurdandı,
         ”İlle de siktireceksin beni ha? Peki… İstediğin gibi olsun benim pezevenk kocacım… Gel Metin ağabey… Sik şu pezevengin karısını… Amına koy karısının… Çok istiyor sikilmemi… Ben de… Ben de istiyorum. Katlanamıyorum artık… Biriniz gelip sikin beni… Bekletmeyin…”
         Metin ağabey benim yer vermemle, karımın yalvarırcasına istemesine katlanamamış, bir anda karımın üstüne atlamıştı… Kolay mı? Yarı yaşında, kızı yaşında, piliç gibi, hoş, gencecik bir kadın… Metin ağabey 45 yaşında, karım 23… Anadan Üryan… Bacakları aralanmış, içine yarak girsin diye bekliyor yatakta… Amı su içinde, pırıl pırıl parlıyor ışıkta… Eğilip evvel o sulu amcığı hırsla, döverek yalamaya başladı. Ben de yanlarında izliyorum elim sikimde… Bir yandan yalıyor, bir yandan homurdanıyordu aralıksız… Söyledikleri beni iyice azdırıyordu,
          “Oh hoş amcıklım benim… Oh azgın fahişem… Ne tatlı amcığın varmış senin… Çılgın ettin beni be kadın… Öldürdün sen beni… Yavrum benim… Amcığının sularını içerim senin… Amına koyarım ben senin aşkım… Demek Metin ağabeyini istiyorsun ha… Seni sikmemi istiyorsun ha… Merak etme yavru kuşum… Metin ağabeyin seni şimdi sikicek… Bu hoş amcığına koyacak senin… Hem de kocanın yanında… Kocanla birlikte, kocanın yatağında sikicem seni… Ohhh… Bebeğim benim… Taşbebeğim…”
          Somura somura karımın amcığını yalayan Metin ağabey en sonunda doğrulup taş kesilmiş koca yarağını karımın sırılsıklam amına geçiriverdi. Karım benim boşalttığım amcığına giren kalın yabancı erkek yarağının verdiği zevkle sımsıkı sarılmıştı Metin ağabeye… İyice ikiye ayırdığı bacaklarını erkeğin belinde kavuşturmuş, amındaki sikin daha da girmesini istercesine kendine sürüklüyordu.
          Zevkle sikişiyorlardı ikisi… Ben de yanlarına yanaşıp karımı okşamaya, memelerini sıkıştırmaya başladım. Metin ağabey pozisyon değiştirmek için sikini karımın amından çıkarınca bu kere ben karımı üstüme çektim. Bir anda sikimi içine alan karım sikimin üstünde çılgın gibi inip kalkmaya başlamıştı.
          Karım memelerini benim göğsüme sürtüne sürtüne sikimi alırken Metin ağabey de arttan yanaşmış, karımın kalçalarını ısırıyor, ufak deliğini yalıyordu. Bugüne kadar benim delemediğim incisini, göt deliğini… Karım amının içinde bir yarak, göt deliğinde yabancı erkeğin dili, delirmeye başlamıştı.
          Öğreniyordum ki o yalanan göt deliği az sonra Metin ağabeyin sikini alacaktı içine, zorakiydi buna… Nitekim beklediğim gibi, yalaya yalaya göt deliğini su gibi tükürük içinde vazgeçen Metin ağabey doğruldu. Karımın belini yakalayıp sikini o emilmiş, ıslanmış, kaygan göt deliğini yasladı. Yukarıyadan bir tükürük vazgeçip sikini de nemlendirdikten sonra zorlamaya başladı.
          Karım ilk anlarda acıyla bağırdı bir zaman… Fakat aldığı zevkin de tesiriyle, benim alttan karıcığımın kalçalarını ikiye ayırmamın da dayanağıyla kalın siki santim santim arda aldı. Karımın acı çığlıkları zevk çığlıklarına dönüştü.
         İki erkek önden arkadan pompalıyorduk karımı… Ben sokuyordum, Metin ağabey çıkarıyordu. O sikini sokarken ben çıkarıyordum. Senkronize bir biçimde sikiyorduk Gül ’ü… Sonunda hepimiz zevkle boşaldık.
          Yatağa uzanıp kaldık. Karım ortamızdaydı. İlk kez grup seks vakayı yaşamıştık. Olağanüstü bir zevk almıştım. Ötekilerine baktığımda onların da benden farksız olduğunu gördüm. Sarsılmış, eskimiş, bitkin vücutlarımızla bir zaman dinlendik. Karım iki elini iki yana uzatıp sikimizi yakaladı,
         ”Çılgınsınız siz…” dedi gülümseyerek… “Beni de çıldırttınız. Zevkten öldürdünüz iki yandan… “
         Okşaya okşaya kaldırdı ikimizinkini de… Tekerrür giriştik. Sabaha kadar sürdü sevişmelerimiz…
          Artık karım ikinci bir erkeğe hayır demeyi, karşı çıkmayı vazgeçti. Zevkini aldı zira… Çok beğeniyor grup seksi… Her canımız sürüklediğinde Metin ağabeyi çağırıyoruz konutumuza, iki erkek karımı doyasıya sikiyoruz, sike doyuruyoruz.  full programlar

 

          Hayatımızdan memnunuz. Tek meselemiz kaldı, Metin ağabeye karım gibi seksi, ateşli bir kadın bulup evlendirmek… O zaman dörtlü grup zevkini tadabiliriz. Bekliyoruz, arıyoruz.